Örgü Mobilyalar Örgü mobilyalar, muz lifi, su sümbülü, su yosunu gibi bitkilerden ve liflerden oluşurlar. Bu da onların korunması gereken mobilyalar sınıfında olduklarını gösterir. Örgü Mobilyaların Bakımı Bahçelerde doğal bir görüntü oluşturmak, şık duruşları ile sıkça tercih edilmektedir. Çevre dostu olmaları, her ortama kolayca uyum sağlayabilmeleri de tercih edilme sebeplerinden bazılarıdır. Doğal bir yapıya sahip olduklarından kolay şekil verilip, örülebilen maddelerdir. Rahat ve şık dekorasyon anlayışının önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Özellikle yaz aylarında bahçelerde, balkonlarda tercih edilirler.
Örgü Mobilyaları Kullanırken Nelere Dikkat Edilmelidir?
Öncelikler ne kadar mobilya olsa da örgü mobilyaların ağaçsı bir yapıya sahip oldukları, Örgü Mobilyaların Bakımı doğal lifli yapılarının olduğu unutulmamalıdır. Bu da bakımlarının yapılması sırasında seçici ve dikkatli olmamız gerektiğini göstermektedir.
Fazla suya maruz kalmaları lifli yapılarını bozacak ve çürümelerine, küflenmelerine sebep olacaktır. Yine yağmur altında ya da kışın rutubetli ve açık yerlerde bırakılmamalıdır.
Yaz ayları dışında kullanılmayacaksa mobilyalar iyi muhafaza edilmeli, açıkta bırakılmamalıdır. Güneş ışığı renklerinde solmaya sebep olacak ve kullanım ömürlerinin kısaltacaktır.
Cilalanmış örgü mobilyalar uzun süre kullanıldıkları takdirde renklerinde solma meydana geleceği için güneş ışığının alınmadığı balkon, güneş ışığını engelleyecek ağaçlık alanların altlarına, saçakların altında dekore edilmelidir. Renkleri solan mobilyaların cilası yapılarak bakımları yapılmalı ve tekrar kullanılabilir hale getirilmelidir. Cilalar, doğal yapıya sahip cilalar olabileceği gibi özel renkli cilalar da kullanılabilir.
Bakımları sabunlu, çok ıslak olmayan bir bezle kolaylıkla yapılabilir. Bakımları kolay olduğundan temizleyici maddelere gereksinimleri yoktur. Hatta zararlı temizleyici maddeler mobilyaların daha erken çürümelerine, yapılarının bozulmasına sebep olacaktır. Son yıllarda sadece bahçe dekorasyonunda tercih edilmekle kalmayıp iç mekanlarda da kullanmaya başlanmışlardır. Deri, ipek ve ketenle bir araya getirilerek iç mekânlarda kullanılabilir hale gelmişlerdir.
